Açık Bilinç'te felsefe akımları dizisine başlıyoruz. İlk bölümde, "Felsefe nedir?", "Felsefeci ne iş yapar" sorularına East Carolina Üniversitesi'nden felsefeci Dr. Ümit Yalçın ile cevap arıyoruz.
Geçmiş bir programda söz etmiştim; akademik felsefe alanında yaklaşık 100 küsur yıldan beri süren ve nedenlerini anlasam da tuhaf bulduğum bir ikilik var.
Kıta Avrupası felsefesi ile İngiliz/Amerikan felsefesi birbirlerine pek temas etmeden faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Her iki düşünce okulu 19. yüzyıla kadarki felsefe külliyatını ortak biçimde sahiplense de 20. yüzyıl başlarından itibaren İngiliz/Amerikalı felsefeciler kendilerini "Analitik felsefe" temsilcileri olarak, Kıta Avrupası felsefecileri de "Fenomenoloji" düşünürleri olarak tanımlar oldular.
Burada elbette bir genelleme yapıyorum.
Yani İngiltere/Amerika'da, az sayıda da olsa, fenomenoloji düşünürleri olduğu gibi, Kıta Avrupası'nda Analitik felsefeciler de var.
Aslında ben "Analitik felsefe" terimini de yanlış buluyorum. Çünkü analitik olmak, bir düşünce okulundan ziyade bence bir yönteme işaret ediyor.
Analiz, yani bir bütünü parçalarına ayırarak incelemek, tahlil etmek, İngiliz/Amerikalı felsefecilere özgü değil, olmamalı.
Bu seride hedefimiz, Kıta Avrupası ile İngiltere/Amerika'daki felsefe yaklaşımlar arasındaki farkları incelemek değil.
Yalnızca, bu programda "Analitik felsefe" denilen akım içinde "Felsefe nedir?" sorusunu ele alacağımızı belirtmeye çalışıyorum.
Yani, özetle, analiz (çözümleme) yalnız İngiltere/Amerika felsefesinde değil, fenomenolojide de, tarihten sosyolojiye, toplumsal ve temel bilimlere kadar her alanda kullanılan yararlı bir yöntem.
Ama "Analitik felsefe" içinde analizin özellikle merkezi bir yeri var.
-- / --
Felsefeciyi bir tür "zihni temizlik işçisi" olarak tanımlayan konuğumuz Dr. Ümit Yalçın, felsefenin en temel iki işlevini şöyle tarif ediyor:
- Kullanılan kavramları analiz etmek.
- Akıl yürütmenin geçerliliğini inceleyerek, yani argümanları analiz ederek, varılan sonuçların ne derecede desteklenebilir olduğunu ortaya çıkartmak.
Not: Analizin yanı sıra sentezlemenin de elbette önemi var. Bu ayrıma gelecek hafta değineceğiz.
-- / --
Analizi merkeze oturtan bir felsefe yaklaşımında, her konuda felsefi bir akıl yürütme yapmak mümkün.
Zihin, algı, dil, farklı bilimler, ahlak ... hepsi felsefi analize tabi tutulabilirler.
Hatta, bir örneğini programda dinleyeceğiniz gibi, "futbolun bile felsefesi yapılabilir".
-- / --
"Analitik felsefe" denilen gelenekte en temel iki alt alan metafizik ve epistemoloji.
İlki varlık sorunuyla, ikincisiyse bilgi sorunuyla uğraşıyor.
Bu konuya da haftaya epistemoloji içinde yer alan "Kuşkuculuk" akımından konuşurken yeniden değineceğiz.
-- / --
Felsefe tarihi içinde, Aristoteles'in görüşlerine yaslanan Skolastisizm ile 17. yüzyıl bilimsel devriminin temelinde yer alan Mekanist felsefe veya 17. ve 18. yüzyılları kapsayan Ampirisizm/Rasyonalizm gibi başka ikilikler de var.
Fakat, İngiliz/Amerikan felsefesi ile Kıta felsefesi arasındaki ayrılık, Felsefe tarihinde en derinden yer etmiş ikilik olabilir.
Bu ayrılığı ileride başka bir programda ele almak istiyorum.
-- / --
Peki, Epistemologlar (bilgi kuramcıları) hangi sorularla uğraşır?
Neden-sonuç ilişkilerini anlamak niçin önemli?
"Kuşkuculuk" felsefe tarihi içinde niye önemli bir yere sahip?
Bu gibi soruları da haftaya, bu mini-serinin ikinci bölümünde ele alacağız.